Cumartesi, Kasım 30

AB’nin yeni yasa tasarısı çalışanların haklarını iyileştirecek

Avrupa Birliği üye ülkelerinde imzalanan her 4 iş sözleşmesinden birinin kısmi süreli veya çalışma garantisi sunmayan esnek sözleşmeler olduğunu biliyor muydunuz ?

Son ekonomik krizlerden bu yana iş gücü piyasasının şartları değişti ve tüm Avrupa’da işçiler için güvencesiz, istikrarsız çalışma koşulları oluştu.

Yani birçoğumuz ne zaman ve ne kadar süreyle çalışacağımızı bilmiyoruz.

Ancak değişen iş koşullarına cevap verecek yeni kanun tasarıları gündemde.

İşgücü piysasını düzenleyecek yeni yasa tasarısı:

  • Yasa tasarısı, kimin işçi olduğuna Avrupa Birliği’nin (Avrupa Adalet Divanı kararlarını esas alarak) karar vermesini içeriyor.

  • 4 ile 6 milyon arasında yeni çalışanın çalışacakları saatleri önceden bilmek gibi minimum iş haklarına ulaşmasını sağlayacak.

  • Tasarı kabul edilirse deneme sürelerinin 6 ay ile sınırlandırılacak.

  • Çalışanlara başka işverenler için çalışma hakkı da tanıyacak.

  • Zorunlu eğitimlerin ücretlerini işverenler üstlenecek

Bu şoförlerden ev işçilerine ve kısa süreli iş sözleşmeleriyle çalışanlara yaklaşık 2-3 milyon işçinin haklarının korunması demek.

Toplamda 200 milyon Avrupalı daha şeffaf iş şartlarına sahip olabilir. Ama istisnalar da mevcut: serbest meslek icra edenler ve haftada 8 saatin altında çalışanlar gibi.

Peki ama neden kanunların güncelleştirilmesi gerekiyor? Muhabirimiz Fanny Gauret konuyu İspanya’da mercek altına alıyor.

İspanya’da iş sözleşmelerinin %25’i 7 gün veya daha kısa süreli

Miriam Feu Barselona’da uluslararası bir sosyal hizmet kuruluşunda çalışıyor. İktisat bilimci kısa süre önce ülkedeki güvencesiz çalışma biçimleri üzerine bir çalışma yayınladı. Feu’ya göre bugün İspanya’daki iş sözleşmelerinin en az 4’te biri 7 günlük veya daha kısa süreli sözleşmelerden oluşuyor:

“Bugün öyle bir durumdayız ki, insanlar bir işleri olmasına rağmen bize başvuruyor: İş saati garantisi olmadan çalışanlar, kısa süreli sözleşmeleri olanlar ya da “sahte serbest çalışan” olarak tanımladıklarımız…”

Bu çok düşük maaşlı, güvencesiz veya kısa süreli iş sözleşmeleri İspanya’da 2012 yılında çıkarılan iş gücü reformunun yarattığı 1 milyon yeni işin bir parçası. İspanya, Avrupa’da kısa süreli iş sözleşmesine sahip en çok çalışanın bulunduğu ikinci ülke.

Mariano Alaves Buforn da onlardan biri. Yıllardır birbirinden farklı işlerde çalışan Buforn’un bugün düzenli bir işi var ancak iş güvencesi yok. Buforn içinde bulunduğu durumu şu ifadelerle dile getiriyor:

“9 aydır aynı iş yerinde çalışıyorum. Ama aylık sözleşmelerle. Bu sistem yüzünden oldukça ızdıraplı bir süreç oldu. Sözleşmenin bitene kadar bir sonraki ay çalışıp çalışmayacamı bilmiyorum.”

İspanyol ev işçilerinin örnek dayanışması

Ama birlikten kuvvet doğar. Bunun en güzel örneği İspanyol Las Kellys ev işçileri derneği. Dernek yaptıkları iş için takdir edilmek ve çalışma şartlarını iyileştirmek için ev işçilerini birbirlerine destek olmaya davet ediyor.

Dernek üyesi ev işçisi Silvia Carrio Amat işverenlerin daha düşük ücretle işçi çalıştırmak için yaptıklarını şu şekilde anlatıyor: 

“Bazen temizlik işçilerine sözleşme yapmak yerine daha ucuza gelen “temizlik” sözleşmeleri yapıyorlar. Normalde bir işçi günde 25 oda temizlerken 30, 35 oda temizlemelerini istiyor ve oda başına 1,5 -2 euros ödüyorlar.”

“Her sektör için tek tip iş sözleşmesi adil rekabet sağlar”

İş gücü piyasası Avrupa’daki tüm işçi ve işverenleri ilgiendiren bir mesele. Esnek işler ile güvenceli çalışanlar arasındaki dengeyi nasıl kurmalı? Bu soruyu UGT İşçi Sendikasından Nuria Gilgado’ya sorduk:

“İşverenler kuralları ihlal ettiklerinde, bu onlara hiç de pahalıya patlamıyor. Ama her sektör için tek bir iş sözleşmesi olsa ve bu sözleşme tüm işçilere eşit ve adil hak ve güvenceler sunsa bu işverenlerin de daha adil şartlarda rekabet etmesine olanak sağlar. Çünkü herkes çalışanlarına eşit ücret öder, pazarlık yapamazlar.”

“Yasa tasarısının tartışılma sürecinde kuzey ile güney ülkeleri arasında büyük fark olacak”

Şirketler ve çalışanlar bu yeni iş koşullarına nasıl uyum sağlıyor? Bu konuyu Avrupa Parlementosu bünyesinde iş güvencesi koordiasyonunu üstlenen Enrique Calvet Chambon’dan daha iyi kimse bilemez. Muhabirimiz Maithreyi Seetharaman Chambon’la bir araya geldi.

Maithreyi Seetharaman, euronews: Sayın Calvet Chambon, sizden bugün güvencesiz işlerde çalışanların ihtiyaçlarını simgeleyen bir nesne getirmenizi istemiştik. Nedir bu nesne ?

Enrique Calvet Chambon, Avrupa parlementosu Raportörü: Bir şapka getirmeye karar verdim. Çünkü şapka bir koruma sembolü. Şapka beyni ve ruhu korur. İşçilerin iş güvencelerini arttırmak için çalıştığımız zaman, onların haysiyetlerini korumak için de emek harcamalıyız.

Maithreyi Seetharaman, euronews: Bir işçiyi nasıl tanımlarsınız? Son zamanlarda bu konuda hararetli bir tartışma var. 

Enrique Calvet Chambon, Avrupa parlementosu Raportörü: Bu yönetmeliğin, esnek çalışma saatleri olan, kısmi süreli sözleşmelerle çalışanlar gibi klasik iş şartlarında çalışmayan kişilere yardımcı olacağını düşünüyorum.

Maithreyi Seetharaman, euronews: Peki bu şapka insanları nasıl koruyacak ?

Enrique Calvet Chambon, Avrupa parlementosu Raportörü: Örneğin çalışma garantisi sunmayan sözleşmeleri sürdürdüğümüzü varsayalım. En azından işçilerin sürekli çalışmaya hazır bir şekilde beklemelerine engel olabiliriz. Sözleşmenin belirli saatlerde çalışmalarını içermesini sağlayabiliriz.

Maithreyi Seetharaman, euronews: Evet ilginç bir noktaya değindiniz. Ama işletmeler bunu kabul edecek mi ? Tasarının bürokrasiyi ve maliyeti arttıracağından şikayetçiler…

Enrique Calvet Chambon, Avrupa parlementosu Raportörü: Kendi koşullarını savunuyorlar

Maithreyi Seetharaman, euronews: “İş” veren onlar…

Enrique Calvet Chambon, Avrupa parlementosu Raportörü: Evet, onlar işveren. Elbette yasa tasarısıyla ilgili bir takım pazarlıklar olacak. Her zaman demokrasinin dünyanın en pahalıya mal olan sistemi olduğu söyenmiştir. Ancak diğer tüm sistemlerden daha çok yarar sağladığına kuşku yok. Bu yüzden küçük ve orta ölçekli şirketlerin karşılaşabileceği zorluklar göz önüne alınacak. Büyük şirketler için ise, bu eklenen masraflar sadece giderlerinin güncellemesi demek…

Maithreyi Seetharaman, euronews: Peki işçilerin haklarını korumak için neler yapıyorsunuz?

Enrique Calvet Chambon, Avrupa parlementosu Raportörü: İlk olarak temel hakların yazıya dökülmesi gerek ki, bu hakların ne olduğu herkes tarafından açıkça görülebilsin. Sonra bu hakları iyileştirmeli, geliştirmeliyiz. Bu noktada sendikaların rolü çok önemli. 3. sırada pazarlık süreci var. Bu yeni sektörlere ait bir sosyal diyaloğun kurulması şart. Bu uzun bir süreç olacak. Ama doğu ile batı arasında çok büyük bir fark olacağını sanmıyorum. Daha ziyade kuzey güney farkından söz etmek mümkün, çünkü iş gücü piyasaları birbirinden çok farklı. Sendikaların ülkelerde oynadığı rol, sahip oldukları güç de çok farklı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sponspor Bağlantılar: