Fransa Eğitim Bakanı Gabriel Attal, yeni zorbalıkla mücadele paketinin felsefesini “Yüzde 100 önleme, yüzde 100 tespit ve yüzde 100 tepki” olarak açıkladı.
Fransa’da yeni öğretim yılının başlangıcına iki konu damgasını vurdu: Öğretmen açığı ve okulda zorbalık.
Öğretmen sayısı azalır, zorbalık uygulayanların sayısı artarken, hükümet zorbalık karşısında önlemlerini sertleştiriyor.
Bundan bir ay önce Fransa Eğitim Bakanı Gabriel Attal, zorbaların yeni bir okula taşınmasına izin veren bir kararnameyi kabul etti. Daha önceki uygulamada genellikle zorbalığa hedef olan öğrenci okul değiştiriyordu.
Bundan sonraki adımlarda eğitimle ilgili yetkili makamlarda özel ekiplerin kurulması, ciddi vakalarda cep telefonlarına el konulması ve empati kurslarının oluşturulması gibi tedbirler öngörülüyor. Başbakan ayrıca en ciddi vakaların sistematik olarak savcılığa sevk edileceğini açıkladı.
18 Eylül Pazartesi günü, zorba olduğu iddia edilen bir kişi, tepkilere neden olan yeni uygulamaya doğrultusunda dersin ortasında polis tarafından tutuklandı.
Zorbalığa karşı yeni adımlar neler?
Çarşamba günü ise hükümet, Başbakan Elisabeth Borne’un yeni öğretim yılı için “mutlak öncelik” olarak tanımladığı, okullarda zorbalıkla mücadeleye yönelik bakanlıklar arası planını açıkladı.
Planı salı günü Fransız Ulusal Meclisi’ne sunan Attal, paketin felsefesini “Yüzde 100 önleme, yüzde 100 tespit ve yüzde 100 tepki” olarak açıkladı.
Attal, yaptığı konuşmada “Elektroşok çağrısında bulunduk ve görüyorum ki elektroşok başladı.” dedi. Bakan Attal “Evet, korku taraf değiştirmeli. Evet, okulda zorbalığa karşı mücadelede daha etkili olmalıyız.” diye konuştu.
Hedefte sosyal medya var
Sosyal medya zorbalığı kolaylaştırmakla suçlanıyor. Sosyal ağlar aracılığıyla taciz, okul duvarlarını aşarak kurbanın evine kadar sızabiliyor.
Gabriel Attal Fransız gazetesi Le Figaro’ya verdiği demeçte, “Sosyal ağlar bir orman, yetişkin gözetiminin olmadığı bir oyun alanı olamaz.” sözleriyle bu konuya el atacaklarını belirtti.
Fransa’da 15 yaşın altındaki gençlerin ebeveyn izni olmadan sosyal ağlara kayıt olmasını önlyen yasa geçtiğimiz aylarda kabul edildi.
Bir diğer önlem ise dijital “sokağa çıkma” yasağı. Bu önlemin artık internette mümkün olacağını belirten Attal “Bu yasak, örneğin akşam 6’dan sabah 8’e kadar sosyal ağların kullanımını engelleyecek bir dijital “sokağa çıkma”yaratacak.” diye açıkladı.
Bakan ayrıca ciddi vakalarda cep telefonlarına el konulmasından ve muhtemelen kişilerin sosyal ağlardan men edilmesini öneriyor. Zorba mahkemeye çıkmadan önce uygulamaya konulabilecek bu iki seçenek, mümkün olan en kısa sürede mağdura yardımcı olmak amacıyla öneriliyor.
Danimarka’dakine benzer “empati dersleri” konulacak
Ancak bu tür baskıcı önlemler bazı çevrelerce eleştiriliyor. Eleştirenler baskıcı yöntemler yerine daha fazla önleyici tedbir alınması gerektiğini vurguluyor.
Bakan Attal bu anlamda, okul ortamının zorbalar yaratmasını önlemek için Danimarka modeline dayalı olarak okullarda “empati dersleri” başlatmak istediğini söyledi.
Ayrıca, tacize karşı ulusal gün olan 9 Kasım’da tüm okullarda taciz hakkında konuşmak için özel bir zaman ayrılacağından belirtti.
Geçtiğimiz öğretim yılında taciz vakalarının yönetimine ilişkin bir denetim başlatan Attal, her eğitim otoritesinin “yıl sonuna kadar” bir “tacizle mücadele stratejisine” sahip olması gerektiğini de sözlerine ekledi.
2021 tarihli bir Fransız Senatosu raporuna göre, Fransa’daki 12 milyon öğrencinin 800 bin ila bir milyonu her yıl okulda zorbalığa maruz kalıyor.
Uğradığı zorbalık üzerine 12 Mayıs’ta intihar eden 13 yaşındaki öğrenci Lindsay’in ölümünün ardından ülke dehşete düşmüştü. Ölüm, eski Eğitim Bakanı Pap Ndiaye tarafından “kolektif bir başarısızlık” olarak nitelendirilmişti.